T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / FATİH - İstanbul Erkek Lisesi

Atatürk´ün Hayatı

 

Türk Kurtuluş Savaşı'nın lideri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te, Kocakasım Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. (Şu an müze olarak kullanılmaktadır.) Çeşitli araştırmalar yapılmış, birçok farklı tarih belirtilmişse de, doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Babası Ali Rıza Efendi, (1839 doğumlu ve aslen Manastırlıdır.) annesi Zübeyde Hanım ile 1871 yılında Gümrük Muhafaza Teşkilatı'nda memurluk yaparken evlendi ve altı çocukları olmuştur. (Fatma, Ahmet, Ömer, Mustafa, Makbule ve Naciye) Mustafa ve Makbule uzun yaşasalarda; diğer çocukları küçük yaşlarda hastalanarak öldü.

Mustafa Kemal'in babası Ali Rıza Efendi; 1877 Osmanlı-Rus Savaşı'nda subay olarak görev yaptı, ardından gümrük memuru olarak çalıştı ve en son olarak kereste ticareti yaptı.1888 yılında, Mustafa Kemal ilkokulda okuduğu sırada hastalanarak öldü.

Mustafa Kemal okul hayatına önce annesinin isteğiyle Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde başladı ve daha sonra babasının isteğiyle Mekteb-i Şemsi İbtidai'nde devam etti. Bu sırada babası vefat edince annesi ve kızkardeşiyle bir süre dayısının yanında, Rapla Çiftliğinde kaldı ve daha sonra Selanik'e dönerek okulu bitirdi.

Ardından Mustafa Kemal, Selanik Mülkiye Rüştiyesi'ne girdi.1893 yılında, bu okulda Matematik Öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Sabri Bey, ona ''Kemal'' adını verdi. 1896- 1899 yıllarında Manastır Askeri İdadisi'nde okudu.1899'da İstanbul Harp Okulu'na girdi ve 1902'de Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Ardından Harp Akademisi'ne devam etti ve 11 Ocak 1905'te Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisi'ni bitirdi.

1905- 1907 yılları arasında Şam'da Lütfi Müfit Bey ile birlikte 5. Ordu emrinde görev yaptı.1906 Ekim ayında birkaç arkadaşıyla birlikte ''Vatan ve Hürriyet'' adlı bir cemiyet kurdu. 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu ve 3.Ordu'ya atandı. Ancak Selanik'e vardığında, ''Vatan ve Hürriyet'' cemiyetinin kapandığını ve İttihak ve Terakki Cemiyeti'ne katıldığını öğrendi.Bu sebeple, o da 1908 Şubat ayında İttihak ve Terakki üyesi oldu.Haziran 1908'de Rumeli Doğu Bölgesi Demiryolları Müfettişliği'ne atandı.Aynı yıl İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından Trablusgarp'a yollandı. Burada halkı örgütlemeye çalıştı ve sistem karşıtı isyanları bastırdı.13 Ocak 1909'da 3. Ordu'ya bağlı Selanik Redif Fıkrası'nın Kurmay Başkanı oldu ve Nisan 1909'da Meşrutiyete karşı başlayan 31 Mart Olayı'nı bastırmak için yola çıkarak, Hareket Ordusu'na bağlı birinci kademe birliklerinin kurmay başkanı oldu. İtalyanların Trablusgarp'a saldırmasıyla başlayan (1911) savaşa katıldı ve binbaşı oldu.1914'te Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'na girmesiyle, 3. Kolordu'ya Yarbay rütbesiyle, Çanakkale'de savaşmak üzere atandı. Arıburnu'na çıkan Anzak askerlerinin yarımada içinde ilerlemesini Conkbayırı'nda durdurdu. Başarısı üzerine 1915'te Albaylığa yükseldi. 9- 10 Ağustos'ta Anafartalar Zaferi'nin ardından 17 Ağustos'ta Kireçtepe ve 21 Ağustos'ta 2. Anafartalar zaferini kazandı ve artık ''Anafartalar Kahramanı'' olarak halk arasında tanınmaya başladı.

Anafartalar'daki başarıları dolayısıyla 1916'da Mirlivalığa yükseldi ve Paşa ünvanını aldı. Rus kuvvetleriyle yapılan savaşlar sonucunda Muş ve Bitlis geri alındı.5 Temmuz 1917'de Yıldırım Orduları Grubu emrindeki 7.Ordu Komutanlığına atandı. Bu görevi sırasında Ahmet Celâl Paşa ile birlikte, savaşta ülkeyi felakete sürüklediğine inandığı Başkumandan Vekili Enver Paşa'ya karşı bir askerî darbe hazırlamakla suçlandı. Görevinden alınarak İstanbul'a çağırıldı. 7.Ordu Komutanı olarak Suriye cephesine atandı ve ardından ''Fahri Yaver Hazreti Şehriyari'' (Padişahın Onursal Yaveri) ünvanı verildi.İstanbul'da bulunduğu sırada Fethi Bey (Okyar) ile birlikte Ahmet İzzet Paşa (Furgaç) yanlısı ve Ahmet Tevfik Paşa (Okday) karşıtı bir tavrı koyan ''Minber'' gazetesini çıkararak siyasi girişimlerde bulundu.

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ (1919- 1923):

Mondros Mütarekesi'nden sonra Anadolu'da milisler (Kuvayı Milliye) şeklinde örgütlenen direniş hareketleri başlamıştı.''Fahri Yaver Hazreti Şehriyari'' Mustafa Kemal Paşa, Padişah VI. Mehmet (Vahdettin) tarafından olağanüstü yetkilerle donatılarak Vilayet-i Sitte(Alti Vilayet)'yi ''Büyük Ermenistan'' ve ''Bağımsız Kürdistan'' projelerinden koruması için görevlendirildi. 19 Mayıs 1919'da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), 'Ayıcı' Mehmet Arif Bey, Hüsrev Bey (Gerede)lerle beraber Samsun'a çıktı.

22 Haziran 1919'da Rauf Bey (Orbay), Kâzım Karabekir Paşa, Refet Bey (Bele) ve Ali Fuat Paşa (Cebesoy) ile birlikte Amasya'da yayımladığı genelgeyle ''Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını'' ilan etti. Erzurum'da toplanan Doğu İlleri Müdafaa-i Hukuk Kongresi'ne (Erzurum Kongresi) katıldı. Osmanlı Devleti'nden gelen emirlere uymayrak Osmanlı ordusundan istifa etti ve Kongre başkanlığına seçildi. 4- 11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresi'ni toplayarak ulusal direnişi yönetecek olan siyasi yapılaşmayı kurdu. 27 Aralık 1919'da Ankara'da karşılandı. Osmanlı Meclis-i Mebusan'ın Mart 1920'de işgal güçlerince basılması ve önde gelen mebusların tutuklanması üzerine 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasını sağladı. Erzurum mebusu sıfatıyla Meclis ve Hükûmet Başkanlığına seçildi. T.B.M.M. , bir kurucu meclis gibi çalışarak Milli Mücadele'yi yürütecek olan Anadolu hükumetinin altyapısını kurdu.Merkezi denetimden uzak bulunan Kuvay-ı Milliye örgütleri dağıtılarak düzenli bir ordu oluşturuldu.5 Ağustos 1921 günü, oybirliği ile çıkartılan yasa ile Mustafa Kemal Paşa 3 ay süreliğine tüm yetkileri aldı ve TBMM Orduları Başkumandanlığına getirildi.

23 Ağustos- 13 Eylül 1921 tarihlerinde yapılan Sakarya Meydan Muharebesi kazanıldı ve 19 Eylül 1921'de Büyük Millet Meclisi, Başkumandan Mustafa Kemal Paşa'ya Müşir rütbesi ve Gazi ünvanı verdi.

26 Ağustos 1921'de Büyük Millet Meclisi Orduları, Yunan kuvvetlerine karşı Büyük Taarruz'u başlattı. Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, ordunun başında bizzat savaşa katıldı ve Türk Kurtuluş Savaşı Mustafa Kemal'in büyük başarısı ve askeri dehası ile zaferle sonuçlandı.Ardından yine Mustafa Kemal'in çabalarıyla 29 Ekim 1923 Pazartesi akşamı saat 20:30'da milletvekillerinin alkışları ve ''Yaşasın Cumhuriyet Sadâları!'' ile Türkiye Cumhuriyeti ilân edildi. Hemen ardından geçilen cumhurbaşkanlığı seçiminde oylamaya katılan 158 milletvekilinin tamamının oyları ile Ankara milletvekili Gazi Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı seçildi.

TBMM 29 Ekim 1923'teki cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra üç defa daha (1927,1931,1935 yıllarında) Gazi Mustafa Kemal'i tekrar cumhurbaşkanlığına seçti. 1927'de kabul edilen CHF (Cumhuriyet Halk Fırkası) Tüzüğü ile Mustafa Kemal partinin ''değişmez genel başkanı'' ilan edildi ve milletvekili adaylarını seçme yetkisi, kaydı hayatı boyunca kendisine tanındı.Gazi Mustafa Kemal, sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi.Ancak 1918 yılından sonra hiçbir resmi ve özel ziyaretçi için yurtdışına çıkmadı.15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan CHF ikinci kurultayında Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan Nutuk'u (Söylev'i) okudu.Kurtuluş Savaşı'nın Gazi'nin bakış açısıyla anlatımını içeren Nutuk, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Milli Mücadeleye ilişkin resmi görüşünün esasını oluşturur.

ATATÜRK'ÜN SON GÜNLERİ VE ÖLÜMÜ:

Atatürk'ün sağlık durumu 1937 yılından itibaren bozulmaya başladı. Kendisine 1938 yılı başlarında siroz teşhisi konuldu. Avrupa'dan doktorlar getirildi.Ancak Türk ve yabancı doktorların tedavileri sonuç vermedi.Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı olan Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı, saat 9:05'te İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda hayatını kaybetti.Cenazesi büyük bir törenle Ankara'ya uğurlandı ve Atatürk 21 Kasım 1938 günü Ankara'da yapılan büyük bir törenle Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine, onbeş yıl sonra da 10 Kasım 1953'te kendisi için yaptırılan Anıtkabir'de toprağa verildi.1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kız kardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı.

ÖZEL HAYATI:

Mustafa Kemal kitap okumayı, dans etmeyi, müzik dinlemeyi, yüzmeyi, ata binmeyi çok severdi. Rumeli türkülerine, Zeybek oyunlarına ve güreşe ilgiliydi. Zengin bir kitaplığı vardı.(Bir kısmı Anıtkabir'de sergilenmektedir.) Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. İleri derecede Fransızca ve biraz da Almanca biliyordu.

29 Ocak 1923'te İzmir'in sayılı zenginlerinden olan Uşakizade Muammer Bey'in kızı Latife Hanım ile evlendi. Evlilikleri 5 Ağustos 1925 tarihine kadar sürdü.1922- 1934 yılları arasında Gazi Mustafa Kemal veya sadece ''Gazi'' ünvanıyla anılan Mustafa Kemal'e Soyadı Kanunu ile birlikte TBMM tarafından ''Türklerin Atası'' anlamına gelen ''Atatürk'' ismi verilmiştir.

Çocukları çok seven Atatürk Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edinmiştir. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine almıştır.

YAZDIKLARI:

  • Tâbiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih
  • Takımın Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri – 1908)
  • Cumalı Ordugâhı-Süvari: Bölük, Alay, Liva Talim ve Manevraları (1909)
  • Tâbiye ve Tatbikat Seyahati (1911)
  • Bölüğün Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri – 1912)
  • Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (1918)
  • Nutuk (1927)
  • Vatandaş İçin Medeni Bilgiler ( Manevi kızı Afet İnan adıyla yayımlandı.) (1930)
  • Geometri (isimsiz yayımlandı) (1937)

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 07.12.2012 - Güncelleme: 04.10.2023 12:07 - Görüntülenme: 5341
  Beğen | 3  kişi beğendi